Limon Kokusu

Kulağımda Fleet Foxes, ellerim klavyede. Kim bilir kaç kere masamın başına oturup dakikalarca ekrana boş boş baktım. Bazen (şu an olduğu gibi), gözlerim isyan etti. Gözlerimi kapatıp kafamın içindeki sesleri dinledim; ama seslerden anlamlı bir bütün oluşturamadım. Vücudum yorgun düştü sık sık. Sabahları yataktan kalkmakta zorlandım. Ofisimden durağa yürümek bile zor geldi bazı günlerde. Neşelendiğim de oldu umutsuzlandığım da. Yazmadığım bu uzun süre boyunca aklıma ve bedenime hakim olan, arsız yorgunluk oldu, başka hiçbir şey değil. Ben kendimi evden labaratuara, labaratuardan eve sürüklerken, aklımda sürekli (abartmıyorum) limonlu kek vardı; mis kokulu, yumuşak, ak (sarı diyelim biz buna), pak limonlu kek. Güzelim limonlu kek, herkesin evinde yapılsın, herkes tatlı krizlerini bu kekle gidersin diye canım bloğuma koymak istedim kekin tarifini. Fotoğraflarım hazırdı, tarif zaten aklımda; ama o yorgunluk yok mu o yorgunluk, bana hiçbir şey yaptırmadı. Şimdi de yorgunum; ama yazın etkisi midir nedir bilmem, oturdum, yazıyorum duraksamadan. Kek tarifi biraz beklesin bakalım.

İnsan uzun süre yazmayınca o kadar çok şey birikiyor ki nereden başlasam, neleri yazsam, neleri atlasam bilemiyorum. Sanırım en önemli gelişme, eşim Stephen’ın, Amazon’dan gelen iş teklifini kabul etmesiydi. Amazon Seattle’da. Her ne kadar San Francisco’da yaşamak için can atsam da Seattle’a taşınacak olmak beni hiç üzmedi. Aksine, çok heyecanlıyım. Stephen kararını verdikten bir-iki hafta sonra iki günlüğüne Seattle’a, ev bakmaya gittik. Eskiden oturduğumuz yerin adı Capitol Hill. Her yere yakın, genç nüfusun ağırlıkta olduğu bir muhit. İlk blog yazıma koyduğum fotoğraflardan bazıları, geçen yaz Capitol Hill’de kaldığım apartmanın terasında çekildi. Burada birçok restoran ve bar var. Capcanlı bir yer yani. Bir de Seattle’ın kuzey batısına düşen, Ballard diye bir muhit var çok sevdiğimiz. Ben Seattle’da, Stephen Boston’dayken, Ballard’da oturan arkadaşlarım Can ve Çağlar’ı sık sık ziyaret ederdim. Hava ne kadar kapalı da olsa Ballar’da dolaşmak içimi aydınlatmıştır hep. Ballard, Capitol Hill’e göre daha ağır başlı bir muhit. Nüfusunun yaş ortalaması Capitol Hill’den biraz daha yüksek. Ballard’da da birçok restoran ve bar var. Ayrıca İskandinav göçmenleri sayesinde, hissedilir bir İskandinav kültürü var. Ballard’ın en sevdiğim yanlarından biri, temmuz ayında yapılan deniz ürünleri festivali (Seafood Festival). Hem Ballard’ı hem de Capitol Hill’i çok sevdiğimizden, ev ararken bu iki yere odaklandık. Ev aradığımız ilk gün kahvaltı ederken, Ballard’da yeni inşa edilen (iki-üç yıl önce) bir apartmanın kiralık ilanını gördük. Kiralık daireyi gezdik ve çok beğendik. Ertesi gün de gördüğümüz daireyi tuttuk. Boston’a eli boş dönmemenin ve nerede yaşayacağız kaygısından kurtulmuş olmanın verdiği hafifliği size anlatamam. Yeni mutfağımdan (malesef Boston’daki mutfağıma oranla çok küçük) ve mahallemden daha çok bahsedeceğim gelecekteki yazılarımda. Şimdiden heyecanlanıyorum.

Seattle’da kalacağımız daireyi tutup Boston’a geri dönünce, işlerimin yoğunluğu iyice arttı. Mayısın başında Florida’da toplanan Vision Sciences Society (VSS) konferansı için hem kendi posterimi hazırlamam hem de patronum Ruth’la beraber çalıştığımız projenin deneylerini bitirmem gerekiyordu. Günde yakalşık 12 saatimi labaratuarda geçiriyordum. Neyse ki VSS’i başarıyla atlattım. Posterimi görmeye birçok kişi geldi ve fikirlerine önem verdiğim bilim insanlarından çok olumlu yorumlar aldım. Patronum Ruth’un konuşması da beğenildi. En önemlisi de Ruth’un, yaptığım işi beğenmesi oldu. Yorulduğuma değdi. VSS için bu kadar yoğun çalışınca, doktora tezimi ihmal etmek zorunda kaldım uzun bir süre için. Dolayısıyla bu yaz mezun olamayacağım. Bu yazı çok üretken geçirip sonbaharda mezun olmayı umuyorum. Bu arada da evimi sık sık limon kokusuyla doldurmaya niyetim var.

Yorgun bedenlere!

Fransız Usulü Limonlu Kek

A Home Made Life’tan

İçindekiler:

Kek hamuru için

-1 ½ su bardağı un

-İki çay kaşığı kabartma tozu

-Bir çimdik tuz

-İki yemek kaşığı limon kabuğu rendesi

-Yarım su bardağı iyice karıştırılmış tam yağlı yoğurt (ben süzme yoğurt kullanıyorum)

-Bir su bardağı şeker

-Üç yumurta

-Yarım su bardağı yağ (ben zeytin yağı kullanıyorum; ama siz mısır ya da herhangi bir bitkisel yağı kullanabilirsiniz)

Pudra şekerini elekten (sifter) geçirmek gerekiyor

Şurup için

-1/4 su bardağı pudra şekeri (elekten geçirilmiş)

-1/4 su bardağı taze sıkılmış limon suyu

 Şekerli limonlu krema (icing) için

-Bir su bardağı pudra şekeri (elekten geçirilmiş)

-Üç yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu

Yapılışı:

Fırınınızı 180°C’ye (350°F) ısıtın. Çapı yaklaşık 23 cm (9 inch) olan yuvarlak bir kek kabının içini yağlayın. Kabın tabanını parşömen kağıdıyla kaplayıp parşömeni de yağlayın. Bir karıştırma kabında unu, kabarma tozunu, tuzu ve limon rendesini iyice karıştırın.

Başka bir kapta, yoğurdu, şekeri ve yumurtaları iyice çırpın. Bu karışımın üzerine unlu karışımı ekleyip çırpmaya devam edin. Yağı da ekleyip iyice karıştırın.

Hazırladığınız bu kek hamurunu kek kalıbına dökün ve 25-35 dakika kadar pişirin.

Keke batırdığız bıçak, kekin içinden temiz çıkıyorsa, kek, olmuş demektir.

Fazla pişirmemeye özen gösterin. Bir tel ızgara üzerinde pişmiş keki kabıyla birlikte 15 dakika soğutun.

Keki kalıptan, kalıbın kenarlarından bıçak geçirerek ayırın ve geniş yassı bir tabağa keki ters çevirin. Kekin altındaki parşömen kağıdını çıkarın. Sonra da keki tel ızgara üzerine ters çevirerek aktarın. Kekin kubbe gibi olan kısmı üste gelecek. Tel ızgaranın altina bir başka tepsi koyun.

Küçük bir kapta, şurup malzemelerini iyice çırpın ve şurubu, hala sıcak olan kekin üzerine kaşık kaşık dökün.

Şurup, kekin kenarlarından yanlara akacak. İsterseniz, alttaki tepside toplanan şurbu bir kez daha kekin üzerine dökebilirsiniz. Şurubu döktükten sonra, kek iyice soğuyana kadar bekleyin.

Yine küçük bir kasede, şekerli limonlu krema malzemelerini çırpın. Şekerin, limonlu su içinde tamamen erimesi gerekiyor.

Kremayı kekin üzerine yayın.

Krema, kekin yanlarından akacak. Eğer kremayı, kek, servis tabağındayken dökerseniz daha iyi olur. Bunun için servis tabağınızın yeterince büyük olması gerekiyor; aksi takdirde krema tabaktan taşabilir.